Ankara hükümeti 1921 yılının sonunda kendini dünya kamuoyuna tanıtmış ve kabul ettirmiş durumdaydı. Artık Yunan ordusunun Anadolu’dan atılması kalmıştı. Gazi M.Kemal Paşa’nın isteği üzerine TBMM tarafından 31 Ekim 1921’de başkomutanlık yasası üç ay daha uzatılmıştır Bütün ülke olağanüstü hazırlıklar içine girmiştir. Halk bütün imkanlarını ordu için seferber etmiştir. Yunan birliklerine beklenmedik bir zamanda saldırılarak yok edilmesi amaçlanlandığından hazırlıklar gizli bir şekilde sürdürülmekteydi.

Türk ordusunun genel durumu şu şekilde idi;

8.658 subay, 199.283 er, 67.974 hayvan, 71 fayton, 3.141 beygir arabası, 1.970 öküz arabası, 2.317 kağnı, 92.792 tüfek, 2.025 hafif makineli tüfek, 839 ağır makineli, 323 top, 5.282 kılıç ve 10 adet uçaktan oluşuyordu.

Sakarya zaferi’nden sonra büyük taarruz için hazırlıklar sürdürülürken, itilaf devletleri 22 Mart 1922’de Türkiye ve Yunanistan’a bazı tekliflerde bulunmuşlardır. Buna göre; her iki tarafın da üç ay için ateşkesi kabul etmeleri ve Türk ve Yunan ordularının müttefik bir komisyon tarafından kontrol edilmesi önerilmiştir. Ancak Türk Hükümeti bunu kabul etmemiştir.

Bunun üzerine itilaf devletleri 26 Mart 1922’de yeni barış koşulları ileri sürmüşlerdir. Buna göre ise; İzmir ve batı Anadolu Türklere verilerek, Tekirdağ dışında Trakya Yunanistan’a verilecek, doğuda bir Ermenistan devleti kurulacak, Türkiye’de askerlik mecburiyeti olmayacak, ayrıca Sevr Antlaşması’nın bazı ekonomik koşulları Türkiye aleyhinde dezültilecektir. Türk hükümeti bu koşulları da kabul etmemiştir. Çünkü ana hedefleri Misak-ı Milli esaslarını gerçekleştirmektir.

M.Kemal Pasa, 20Ağustos’da gizlice cepheye gelerek durumu komutanlarla değerlendirmiş ve 26 Ağustos’da taarruza geçileceğini bildirmiştir.

Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922 tarihinde saat 05.30 başlamış ve seri bir baskın şeklinde gelişerek, Yunan mevziileri basılmış ve Yunan birlikleri kuzey batıya çekilmek zorunda bırakılmıştır.

Daha sonra Aslıhanlar yöresinde yenilgiye uğratılan Yunan güçleri, Dumlupınar’da Gazi M.Kemal Paşa’nın bizzat komuta ettigi Başkomutanlık Meydan Savaşı’nda 30 Ağustos 1922’da büyük yenilgiye uğramışlardır. Böylece Yunan ordusu dağıtılmış, bir kısımı da esir alınmıştır. Esir alınanlar arasında Yunan Ordusunun Başkomutanı General Trikopis’de bulunmaktadır.

M.Kemal çekilen Yunan birliklerini kovalama kararı alarak 31 Ağustos’da Türk orduna şu bildiriyi vermiştir. “TBMM orduları! Afyonkarahisar-Dumlupınar meydan Muharebelerinde zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını, inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz. Büyük necip milletimizin fedakarlıklarına layık olduğunu ispat ettiniz. Sahibimiz olan Türk milleti geleceğinden emin olmaya haklıdır. Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri” diyerek, çevreyi yakıp yıkarak geri çekilen Yunan güçlerinin ardından 9 Eylül 1922’de İzmir’e Türk Birlikleri girmiş, 16 Eylül’de de Bursa’dan Yunan birlikleri tamamen çıkarılmıştır.

Böylece Anadolu düşmandan temizlenmiş, sıra İstanbul, boğazlar ve Trakya’ya gelmiştir. Bu sorunlar da artık masa başında çözümlenecektir. Türk ulusunun maddi ve manevi bütün kaynakları seferber ederek kazandığı bu zaferle kayıtsız şartsız yeni bir Türk Devleti’nin kurulması için en büyük adımlardan biri atılmıştır.