15 Temmuz 1968’de İstanbul’a gelen 6. Filo’ya karşı protesto eylemleri düzenleyen İTÜ öğrencilerinin kaldığı İTÜ Talebe Yurdu, 17 Temmuz’da sabaha karşı polis tarafından basılır. Baskında birçok öğrenci yaralanırken pencereden atılan ve komaya giren Vedat Demircioğlu, 24 Temmuz’da yaşamını yitirir. Ve olaylar daha da büyüyerek devam eder...

17 Temmuz sabaha karşı toplum polisinin İTÜ Talebe Yurdu’na yaptığı baskında pencereden atılarak komaya giren TİP üyesi Vedat Demircioğlu 24 Temmuz 1978'de yaşamını yitirdi. Vedat Demiroğlu’nun ölümü üzerine devrimci öğrenciler eylem kararı alırlar. 




Sosyalist Devrimciler olarak anılan Türkiye İşçi Partisi (TİP) çizgisindeki Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) üyesi öğrenciler Aksaray’daki TİP binası önünde ve İTÜ’de, Demokratik Devrimciler adıyla anılan Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) üyesi öğrenciler de İstanbul Üniversitesi Merkez kampüste toplanmaya başlarlar.





Vedat Demircioğlu’nun yaralandığı 18 Temmuz sabahında ITÜ Gümüşsuyu kampusünde,
Vedat’ın kan izlerinin üstüne konulan bir döviz; Arkadas, kan izini takip et...


Taksim'de Protestolar

17 Temmuz’da 6. Filo’yu protesto eylemleri sırasında devrimci öğrenciler arasındaki fikir ayrılığı giderek büyümüş, birbirlerini suçlamaya kadar varmıştı. FKF’li öğrenciler kollarına taktıkları siyah bantlarla Vilayet binasına doğru yürüyüşe geçerler. Polisle çatışmama, yere oturarak pasif direnişe geçme kararı almış olan Harun Karadeniz’in önderliğindeki öğrenciler Vilayet önüne vardıklarında polis pasif direnişe bile zaman bırakmadan kalabalığı döverek dağıtır. Ardından gelen ikinci öğrenci grubu da polisin sert tepkisiyle karşılaşırken aldıkları karar doğrultusunda yere otururlar. Oturan öğrenciler polis tarafından tutuklanır. Deniz Gezmiş önderliğindeki Demokratik Devrimciler, polis tarafından Çemberlitaş’ta durdurulur ve öğrencilerle polis arasında çatışma çıkar. Günün sonunda 47 öğrenci tutuklanırken, birçok öğrenci de yaralanmıştır...



Vedat Demircioğlu Cenaze Töreni

Cenaze Töreni

Ertesi gün Vedat Demircioğlu’nun cenazesi kaldırılacaktır. Fakat cenaze geceden Vedat Demircioğlu’nun ailesine teslim edilerek Konya’ya doğru yola çıkarılmıştır. Bunun üzerine devrimci öğrenciler cenaze törenini sembolik bir tabutla yapma kararı alırlar. 


O günün hikayesini dönemin eylemci öğrencilerinden Esat Korkmaz’ın Arba Yayınları’ndan yayınlanan "Kafa Tutan Günler  69 Güncesi" isimli kitabından okuyalım:

Vedat Demircioğlu için sabahın erken saatlerinden başlayarak Hukuk Fakültesi önünde toplanan öğrenciler, Anıtı çevresinde ellerinde Vedat’ın portrelerini tutarak saygı duruşunda bulundu. Daha sonra Dekan Reha Poroy, Prof. Tarık Zafer Tunaya ve öğrenci temsilcileri birer konuşma yaptı. Konuşmalar yapılırken üniversite bahçesine üzerine Türk bayrağı örtülü Vedat’ın sembolik tabutu getirildi. Sembolik tabutla yürüyüşe geçen öğrenciler Plevne Marşı’nı söyleyerek ve sloganlar atarak Adliye binasının önüne geldi. 


Yapılan kısa konuşmalardan sonra Cağaloğlu’ndan saparak Vilayet’e yürümek isteyen öğrencilere polis, cop ve kalkanlarla saldırdı; öğrenciler taşlarla saldırıya karşılık verince, Cağaloğlu bir anda savaş alanına döndü; öğrenciler coplandı ve yerlerde sürüklendi. Olayların boyutlanması üzerine Cağaloğlu’na askeri inzibatlar sevkedildi. Polisin öğrenciler üzerine acımasızca saldırısına askeri inzibatlar kayıtsız kalmayınca yer yer askerlerle polis arasında da çatışmalar oldu.

Konya’da Uzun Gece

Olaylar 25 Temmuz’da Beyazıt’ta yaşananlarla sınırlı kalmaz. 23 Temmuz akşamı başlayıp geç saatlere kadar devam eden bir başka olay daha yaşanır. Vedat Demircioğlu’nun cenazesinin Konya’ya getirileceğinin belli olması üzerine Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ile Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) Emperyalizmi Kınama mitingi düzenlemek ister. 


Ancak Konya’daki gerici esnaf örgütleri ve Komünizmle Mücadele Derneği bu mitingin yapılmasına karşı çıkarak daha sonraki yıllarda çokça göreceğimiz üzere  (Kahramanmaraş, Malatya, Çorum, Sivas benzeri...) gericileri sokağa dökmeyi başarırlar. 

Kenti yakıp, yıkmaya başlayan bu gözü dönmüş kara kabalıklar, Yeni Konya gazetesini, ilerici kitapevi ve kurumlara saldırdılar. Sokak başlarında kitaplar yakılır. Hızını alamayan kalabalık bu kez hedeflerini büyüterek kentteki eğlence yerlerine, kulüplere yönelir. Saldırılar sırasında meydana gelen deprem nedeniyle kentin elektrikleri de kesilince olaylar daha da büyür. Son durak Konya Orduevi’dir. Askeri birliklerin müdahalesi ile saldırılar son bulur.
    
Kaynak...