68 Kuşağı, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Harun Karadeniz Sinan Cemgil gibi devrimci önderlerin liderliğinde oluşturulan Türkiye'de ki komünist hareketin adıdır.



 Mustafa Kemal Yürüyüşü 

1960'lı yılların içinde bulunduğu ve tüm dünyada esen özgürlük akımından ve savaş karşıtlığından etkilenmiş ve Türkiye'de sol görüşlü 60 gençliğinin oluşturduğu bir akım olarak bilinir.

68 kuşağı Türkiye'de Deniz Gezmiş (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu-THKO), Mahir Çayan(Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi-THKPC), İbrahim Kaypakkaya(Türkiye Komünist Partisi / Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu-TKP/TİKKO), Hüseyin İnan, Yusuf Aslan gibi solu kendi içinde çeşitli fraksiyonlara bölen devrimci ve eylemci öğrenciler oluşturmuştur.


Deniz Gezmiş

68 kuşağının içinde bulunduğu olaylarda sağ ve soldan birçok gencimiz hayatını yitirmiştir.Bu dönemde özellikle göze çarpan olaylar "kanlı pazar" ve 6. Filo'ya karşı yapılan Amerikan askerlerinin denize atıldığı olaylardır.Kanlı Pazar olayında 5 kişi bıçaklanmış ve 3'ü ölmüştür.Devrimcilerin 6. Filo'yu protesto amaçlı başlattıkları bu yürüyüşte radikal sağ görüşlüler bıçak ve sopalarla saldırarak devrimcileri yaralamıştır.

  
Mahir Çayan

Deniz Gezmiş ile Mahir Çayan'ın önderliğini yaptığı iki fraksiyon o dönemde hedef seçilmiştir. Bunun üstüne Mahir Çayan önderliğindeki THKPCanarşizm ile mücadele kararı almıştır.Deniz Gezmiş önderliğindeki THKO ise anarşizme uzak kalmıştır.Ancak emniyetin yakalanan devrimcilere şiddet uygulaması bu gruptada anarşizm hareketini ateşlemiştir.




68 Kuşağı İle İlgili Devam...

68 Kuşağı, 1940’lı yılların ortalarından itibaren emeklemeye başlayan Cumhuriyet’in emanetçisi bebeklerin, bu aydınlık ufuklarda büyüyüp gençliğe adım atmalarıyla ortaya çıkan ve artık başka bir dünya arayışıyla ülkemizi emperyalist bağımlılık ilişkilerine ve emperyalist borç batağına sürüklemeyi tercih eden işbirlikçi politikalara karşı bağımsızlığın direniş mevzisi olmasıdır. 1950’li yılların sonunda “Olur mu böyle olur mu / Kardeş kardeşi vurur mu / Kahrolası diktatörler bu dünya sana kalır mı?” gibi marşlarla ifade edilen bir kalabalıklaşma ve dayanışma dalgası 27 Mayıs Devrimi’ni doğurmuş ve bu kuşakların mücadelesinin yansıdığı önemli bir atılım olarak özgürlük ve bağımsızlık yolundaki gençliğin mücadelesine yeni aydınlıklar açmıştı.


68 Kuşağı, Can Yücel’e; 
 
En uzun koşuysa elbet 
Türkiye’de de devrim  
O, onun en güzel yüz metresini koştu  
En sekmez luverin namlusundan fırlayarak... 
En hızlısıydı hepimizn,
en önce göğüsledi ipi,
Acıyorsam sana anam avradım olsun,  
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun...

dedirten Deniz Gezmiş gibi önderleriyle büyüyen ve tüm gençliği sarmakla kalmayıp toplumun tümünü kucaklayan bir sevdaya dönüştü.

O dönemin sevdasının “Kahrolsun Emperyalizm, Bağımsız Türkiye, Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye, NATO’ya Hayır, Amerikan Üslerine Hayır, Kahrolsun Emperyalizm ve Yerli İşbirlikçileri, Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Emek En Yüce Değerdir, Atatürk Geliyor...” gibi sloganlarla yaratıldığını söylemek yeterlidir.




İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan emperyalizmi dünyanın dört bir yanına ahtapot kollarını uzatmıştı. Ama dünyanın dört bir yanından da çoban ateşleri gibi emperyalizme karşı mücadele yangınları başlatılmıştı. Afrika’nın dört bir yanı, Latin Amerika, Güneydoğu Asya, Vietnam, Ortadoğu, Filistin kaynıyordu. 


68 patlaması yaşanmaya başladığında ülkemizde bir karşı devrim yaşanıyordu ve bu karşı devrime dur demek için 68 Kuşağı ayağa kalkmıştı. Ülkemiz gençliği de, Vietnam ve Filistin direnişlerinde simgelenen antiemperyalist özle büyük bir kararlılık, kitlesellik, dayanışma ve coşkuyla ayağa kalktı. 


6.Filodaki Amerikan Askerlerinin Kaldığı Opera Oteli
 Önünde Yapılan Eylem

6. Filo’nun bir daha yıllarca denizlerimize gelememesi, sözde “Barış Gönüllüleri”nin toprağımızdan kovulması, ulusal değerlerimizin sahiplenilmesi, bağımsızlık bilincinin yükselmesi bu dönemin yadsınamaz zaferlerindendir.